Elektrik enerjisi bugün her alanda kullandığımız ve onsuz olamayız diyebileceğimiz bir öneme sahip ancak elektrik bugün bize her ne kadar yetiyor gibi olsa da şimdiden önlem alınmadığı takdirde yakın zamanda bu kaynaktan yeteri kadar istifade edebilmekte oldukça güç görülüyor.
Elektrik üretilirken bir takım yöntemler kullanılabilir. Örneğin bir termik santral kurarsınız veya ısı yoluyla ya da hidroelektrik santrallerinden su gücüyle ve ya bir tepeye kuracağınız rüzgar gülleriyle hatta güneş enerjisiyle elektrik üretimini gerçekleştirebilirsiniz. İşte bunların dışında olan bir enerji tipi de nükleer enerjidir. Bu anlamda yukarıda saydıklarımın hepsinden güçlü olan nükleer enerji aynı zamanda da önemlidir. bu enerji tiplerinden üretim sağlamak yeterlidir ancak bu enerji tiplerinin aynı zamanda risk içerdiğini de unutmamak gerekiyor. Hem çevreye hem de insan sağlığına olumsuz pek çok etkileri var. Örneğin kömürle çalışan bir termik santralin hava kirliliğine neden olabileceğini söyleyebiliriz. Evet, doğalgazla çalışıyor olmak biraz risksiz ve de çevreye zarar vermez diyebiliriz ancak onu da dışarıdan aldığımız için bizde maddi bir külfete neden oluyor. Tüm bu enerji santrallerinin içerisinde en iyisi hidroelektrik santralleri ancak bunlarında arazi kaybına neden olduğu biliniyor. Mesela Keban barajı hidroelektrik santrali kurulması sonrasında çevrede birçok alanda değişiklikler meydana gelmiştir.
Tüm bunların yanı sıra bir de nükleer enerji santralleri var ancak bunların tehlikesi de malum çünkü yaydıkları radyo aktif ışınlar sayesinde bulunduğu bölgedeki tüm canlılara ve doğaya uzun yıllar boyunca zarar verebiliyor.
Tüm bunlara karşın Türkiye’ de artık nükleer santral kullanan ülkeler arasına girecek bu anlamda Türkiye’nin ilk nükleer santrali ise Mersin, Gülnar, Büyükeceli Beldesinin Akkuyu mevkiinde Nükleer güç santrali kurulmasına karar verildi. Açıklanan bilgilere göre Türkiye nükleer santral için 1976 yılından beri yer tespitine çalışıyor. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ise bu çalışmalarını sonunda tamamlayarak yer konusunda son kararı açıklamıştır. Yapılan ihale sonrasında ise Rusya Federasyonu 20 milyar dolara mal olacak santralin yapımını üstlenmiş ve alt yapı çalışmaları başlatılmış durumda.